Şema Terapi
Şema Terapi, bilişsel, davranışsal, deneysel ve psikodinamik unsurları içeren entegre bir terapi modeli olarak tanımlanır. Bu modele göre, erken dönem uyumsuz şemaların öncelikle psikopatolojik kökenli olduğu düşünülmektedir. Erken dönem uyumsuz örüntüler, bireyin çocukluk ve çocukluk dönemindeki olumsuz yaşam deneyimlerinden kaynaklanan, bireyin kendisi ile ilgili yargılarını içeren, kalıcı ve kalıcı işlevsiz temel inançlar olarak sunulmaktadır. Şema Terapi tüm dönemlerin incelenmesine olanak sunar. Çocuğun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının tutarlı ve tutarlı bir şekilde karşılanamaması, travmatik deneyimler ve ebeveynin yanlış davranışları, uyumsuz kalıpların oluşmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Bireyler doğduklarında tamamen bilgiden ve kanaatten yoksundurlar, yani zihinleri boş bir defter gibidir. Bilgi edinme potansiyeline sahip bireyler, deneyimlerinden bilgi edinirler ve inanç ve tutumlar geliştirirler. Şemalar, bireylerin deneyimlerini ve boş defterlere yazdıkları bilgileri ifade edebilir. Başka bir deyişle, doğumda annesini gören ve tanıyan bir çocuğun oluşturduğu bilgiler bir “anne şeması” olarak ifade edilebilir ve gördüğü ve tadına baktığı ve tadına baktığı bilgilerden oluşan bilgilerle ifade edilebilir. “su şeması” olarak ifade edilir. Her yeni bilgi parçası ile şemalar oluşturulduğundan, zihnin sayısız şeması vardır. Şemalar oluşturulduktan sonra, bireylerin yaşamları boyunca olayları, durumları ve nesneleri anlamak için kullanabilecekleri araçlar haline gelebilirler. Suyu bir “su şeması” olarak kodlayan bir kişi, sonraki yıllarda onu düşünmeyecek kendince anlamlandıracaktır.
Olay örgüsünün ve beraberindeki duyguların başlamasını önlemek için kişinin uyguladığı zihinsel, davranışsal ve duygusal stratejilerdir. Kişi programı düşünmekten veya ilgili durumlarla karşılaşmaktan kaçınır. Örneğin, bir başarısızlık planı olan bir kişi, sonuç olarak “yanlış” olarak değerlendirileceğini düşündüğü için projesi üzerinde çalışmasını engelleyebilir ve böylece olumsuz bir değerlendirme ile karşılaşma şansını arttırır. Bu da şema olarak adlandırdığımız düzeni güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. Şemaları aşırı kullanmak bireyin uygulamaya koyduğu davranışları ve bilişleri, şemadan beklenenlerin tam tersi olarak ortaya koyar. Şema telafileri anne-baba, akraba ve akranlarının kötü davranışlarının neden olduğu acılarla baş etmek için erken dönemde çocuk tarafından geliştirilen işlevsel müdahalelerdir.
Yetişkinlerde ve daha sağlıklı koşullarda, şemalar hayatın işleyişini bozabilir ve genellikle “iyi niyetli olumsuz sonuçlara” yol açabilir. Aşırı telafi, sonunda amaçlananın tam tersine neden olur ve şemanın devamlılığına yardımcı olur. Örneğin, duygusal yoksunluk örüntüsüne sahip bir kişi çok fazla ilgiye ihtiyaç duyabilir, ancak günlük yaşamında kendisini daha yalnız hissetmek için bilinçli olarak diğer insanlardan uzaklaştırabilir.
Şemalar, bir organizmanın hayatta kalması için gerekli yapılardır. Bu nedenle, işlevsel diyagramların kalıcı olan belirli özellikleri vardır. Planın doğruluğu ile ilgili sorular, çevre için eşit olmayan sonuçları olsa bile tüm sistemi etkileyebilir. Bu nedenle programın geçerliliğini tehlikeye atacak durumlarda program kendini korumak için çeşitli adımlar atmaktadır. Şemanın kendisini korumak için bulunduğu çeşitli eylemleri vardır bunlar; teslim olma, kaçınma, aşırı telafi etme. Bu süreçler olay örgüsünü güçlendiren uyumsuz başa çıkma stratejileri olabilir. Bu eylemler, çocuklukta uyumu sağlar ve psikanalitik terimler içerisinde olan dayanıklılık ve savunma mekanizmaları ile aynı anlamı taşırlar.
Şemalar Nasıl Oluşur?
Şemaları oluşturan birçok faktör vardır. Mizaç ve çevresel olaylar bu faktörlerden ikisidir. Mizaç, mizaçtır. Doğuştan gelir. Genel duygusal doğamız, olaylara tepki verme şeklimiz doğamızdan gelir. Temel bazı mizaç çeşitlerimiz şunlardır: Utangaç – dışa dönük, utangaç – agresif, sığ duygusal – kötü duygusal, endişeli – korkusuz, hassas – esnek. Doğal kişiliklerimiz çevremizdeki insanlar tarafından değerlendirilebilir veya değiştirilebilir. Bu doğrultuda doğal özelliklerimiz ve çevresel faktörler bir araya gelerek tasarımlarımızı şekillendirmektedir.
Şemalarımızın oluşumundaki bir diğer önemli faktör de gençliğimizde ve ergenliğimizde temel ihtiyaçlarımızın karşılanmamasıdır. Gençliğimizde karşılanması gereken temel ihtiyaçlarımız var. Bunlar: güvenlik, başkalarına güven, özerklik, kendine güven, kendini ifade etme ve gerçekçi sınırlar. Örneğin ailesinde istismara ve şiddete maruz kalan bir çocuk kendini hiçbir yerde güvende hissedemez. Ya da ailesinden sevgi ve şefkat görmemiş bir çocuk, yetişkin olduğunda çoğu zaman yalnız ve sevilmediğini hissedebilir. Sonuç olarak; şemalarmız çevresel etkiler, çocukluk deneyimleri ve davranışlarıyla şekillenir.
“Şema terapi, değiştirilmesi zor, çocukluk ve ergenlik döneminde belirgin kökenleri bulunan psikolojik rahatsızlıklar için tasarlanmış, biliTeraşsel, davranışçı, kişiler-arası ve yaşantısal teknikleri birleştiren, bütünleştirici bir teori ve terapi yaklaşımıdır.” (Jeffrey Young, 2003)
Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile Şema Terapi alanında da terapi ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Detaylı bilgi için bizlere iletişim numaramızdan ulaşabilirsiniz. Sabah 9 akşam 7 saatleri arasında bizlere aşağıdaki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Telefon :