Psikolojik Şiddet
Günümüzde bireyler birçok alanda şiddet etkeniyle karşı karşıya kalmaktayız. Şiddet olgusunu; cinsel şiddet, fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet olmak üzere 3´e ayırabiliriz. Fiziksel şiddet kişinin gücünü bedensel olarak kötüye kullanması olarak adlandırılabilir. Bireyin karşısındaki kişinin onayı olmadan ona yönelttiği cinsel davranışlar cinsel şiddet olarak tanımlanmaktadır. Psikolojik şiddet ise fiziksel, cinsel ve flört şiddetinin hepsini içerisinde barındırır. Bireye uygulanan fiziksel şiddet de cinsel şiddet de onu psikolojik yönden yıpratabilir. Fakat bu yıpranma her zaman fiziksel ya da cinsel şiddetten kaynaklanmaz. Psikolojik şiddet aslında şiddet türlerinin en az gün yüzünde olan fakat en fazla uygulanan türüdür.
Şiddet davranışını psikolojik boyutuyla incelemek gerekirse, davranışçıların yorumları yeterince açıklayıcı değildir. İnsanın bütün davranışlarının öğrenme yoluyla açıklanabileceğini söyleyen davranışçılar davranışı, uyarıcı ve tepki arasındaki koşullanmayla açıklar. İçsel süreçleri varlığının ölçülemezliği ve nesnel olmadığı gerekçesi ile reddederler. Davranışçılara göre, insanı doğuştan gelen eğilimlerle öğrenmez, yalnızca çevrenin etkisi biçimlendirir. Şiddet de sonradan edinilen bir davranıştır.
Skinner’in yeni davranışçılığına göre insan davranışını amaçların, niyetlerin, hedeflerin yönlendirdiğini düşünmek, davranışa bilimsellikten uzak ve yararsız bir yöntemle bakmak olacaktır. Skinner’in ruh bilimi, davranış çerçevesinde incelenmesi gereken bir bilimdir; amacı da arzulanan bir davranışı üretmek için gerekli olan doğru pekiştirmeleri bulmaktır. Yeni davranışçılık bir insan kuramına sahip olmadığı için, davranışta bulunan insanı değil, yalnızca davranışı görebilir. Bu da şiddetin psikolojik kökenlerini açıklamak gibi bir çabası olmadığını gösterir. Onlara göre davranış bir etkinin sonucu olan bir tepkidir. Yeni davranışçılara göre, insan her zaman öz çıkarlarının gerektirdiği şekilde davranır yani bireyin davranışı şiddet de içeriyor olsa bunu kendi çıkarına hizmet ettiği için yapar. Saldırganlık konusunda kuramsal yaklaşımlardan biri de, saldırganlığın içgüdüsel bir davranış olduğunu söyleyenlere karşı bir tepki olarak ortaya çıkan “engellenme-saldırganlık hipotezi” yle açıklanmıştır.
Şiddete maruz kalan bireyler bir süre sonra yalnızlık, korku, öz güven kaybı, huzursuzluk ve aşırı gerginlik gibi psikolojik şiddetin belirtilerini düzenli olarak görmeye başlar. Duygusal şiddetten ötürü bu tür buhrana giren kişilerde, ilerleyen durumlarda travma sonrası stres bozukluğu ve akut stres bozukluğu gibi psikopatolojiler görülebilmektedir. Psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkma ihtimalinin yanında birey, içinde bulunduğu durumdan bir çıkış yolu olarak çeşitli yasal olmayan maddeleri kullanmaya başlayabilir veya alkol alışkanlığı edinebilir. Psikolojik şiddet mağdurları gördükleri duygusal şiddetle başa çıkamayacak hale geldiklerinde kendilerine zarar vermeyi deneyebilir ve hatta özkıyım davranışına teşebbüs edebilirler.
Bireyi aşağılamak, alay etmek, duygularını önemsememek, yediğine, giydiğine, gittiği yerlere karışmak, hakaret etmek, üzerinde baskı kurmak, tehdit etmek vb her şey psikolojik şiddet içerisinde yer alır. Bunlarla birlikte eylemler haricinde kişiyi yok saymak ya da şiddete tanık etmek de bir psikolojik şiddettir. Ne yazık ki şiddetin bu boyutuyla çoğumuz hayatın her alanında; evde, iş yerinde, okulda ve ilişkilerimizde karşı karşıya kalıyoruz. Ve kişiler kendilerini çıkmazda hissediyor. Son günlerde ‘ flört şiddeti ’ olarak adlandırılan yeni nesil şiddet türünde isim değişse de içerik maalesef değişmiyor. Özellikle çiftler arasında fark edilmese de çok yaygın olan psikolojik şiddeti tarif etmek ve kanıtlamak bazen zor olabiliyor çünkü bir yara bir morluk ya da vücutta bir iz bırakmıyor. Psikolojik şiddet duygusal açıdan bireyde derin yaralar bırakıyor. Ama yapılan araştırmalara göre psikolojik şiddet aslında bireye çok daha fazla hasarlar veriyor. Bir haber kanalında yayınlanan habere göre psikolojik şiddetin etkisinin 40 yıl boyunca geçmediği iddia ediliyor. Bireyler şiddet döngüsünün içinden çıkmak için öncelikle şiddete uğradığının farkında olmalı ve bu durumu kabullenmeli. ‘ Herkes giyimine karışıyor’, ‘Benim zaten özel mesajım yok ki o da bakabilir’, ‘Aslında o bana hakaret etmek istemedi bugün sadece fazla sinirli’ demekten vazgeçmelisiniz. Psikolojik şiddetten kurtulmak için bu konularda bilinçli olmak büyük önem taşıyor. Korku, endişe ya da herhangi bir olumsuz duygunun sağlıklı ilişkilerde bir yeri yoktur. Şiddete maruz kalıyorsanız susmayı değil çözüm üretmeyi tercih etmelisiniz. Yaşadığınız travmatik tecrübeler dünyanın yaşanabilir ve güvenli bir alan olduğunu sorgulamanıza sebep olabilir. Kendinize güvenin. Tek başınıza psikolojik şiddetin üstesinden gelemiyorsanız uzman yardımı alabilirsiniz. Unutmayın ki sizler de çok değerlisiniz ve hak ettiğiniz hayatı, ilişkiyi ve sevgiyi yaşamalısınız.
Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile Psikolojik Şiddet yaşadığınız her alanda sizlere profesyonel destek vermektedir. Detaylı bilgi için bizlere iletişim numaramızdan ulaşabilirsiniz. Sabah 9 akşam 7 saatleri arasında bizlere aşağıdaki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Telefon :
0 (537) 776 6262
0 (535) 977 0407