Psikiyatride İlaç Kullanımı
Psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde farmakoterapi yani ilaçla tedavi, psikoterapi, eğitim ve psikososyal destek bazen tek başına, bazen de kombine olarak kullanılabilmektedir. Psikiyatride ilaç kullanımı, belli hastalıklarda görülen duygusal, davranışsal, fiziksel semptomlarının yatıştırılması ve düzeltilmesi yanında mevcut hastalıkların tekrarını önleyici yani koruyucu olarak da kullanılırlar. Toplumumuzda genellikle farmakolojik tedaviye karşı olan aşırı bir eğilimin var olduğunu söyleyebiliriz. Çoğunlukla bir psikiyatrist tarafından reçete edilmese bile, vücutta oluşan semptomlardan yola çıkılarak ilaç kullanılması yaygındır. Ufak bir öksürük, ateşlenme veya baş ağrısı gibi durumlarda çekinmeden ilaca başvururuz. Fakat konu psikiyatride ilaç kullanımına geldiğinde bireylerin huzursuzluk duyarak olumsuz tepkiler verebildiğini görürüz. Ailelerin ruh sağlığında ilaç tedavisine karşı olan olumsuz tutumları, en yaygın olarak görülen yanlış inançlar sonucu ortaya çıkar. Özellikle çocuklarının ilaç kullanmasına kesinlikle karşı çıkan aileler genellikle diğer tedavi yöntemlerine başvurmayı denerler. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ruhsal sorunların nedenleriyle ilgili yapılan araştırmalarda beyin biyokimyasının rolü artık tartışılmamaktadır.
Bazı ruhsal sorunların tedavisinde psikoterapi ile ilaç tedavisinin birlikte kullanımı psikiyatristlerce tercih edilir. Burada amaç psikotrop ilaçlar ile psikoterapinin etkinliğini arttırmaktır. Bu kombinasyon gelişigüzel değil, her iki tedavi bilinçli biçimde bütünleştirildiğinde maksimum verimi verecektir. Bir çok psikiyatrik araştırmada kombine terapi sonuçlarının ilaç ve psikoterapi uygulamalarının tek başlarına uygulanmalarına göre daha üstün olduğu görülmektedir. Kombine tedavi yöntemi psikiyatrist-psikoterapistlerce farmakoterapi yönelimli psikoterapi olarak adlandırılır. Tüm psikoterapi yöntemleri endikasyon olduğunda ilaç tedavileri ile birleştirilebilir.
İnsanların psikolojik hastalıklarda ilaç kullanmaktan kaçınma eğilimini bir nedeni de ruhsal durumu değiştirmek, rahatlamak, üzerindeki baskıdan belli bir süre ile kurtulmak amacıyla kullanılan alkol ve uyuşturucu vb. maddelerle ilgili bilinenlerdir. Bu maddeler kişiler üzerinde geçici bir iyilik hali oluşturur. Bu da kişinin kendisini iyi hissetmesini, hatta bazı durumlarda hastalığını yok saymasını, ortaya çıkan belirtileri fark edememesi ve önemsememesini sağlar. Tabi ilaç kullanmamanın bir diğer nedeni de alkol ve uyuşturucunun yanı sıra ilaçların bağımlılık yaratması, psikolojik hastalıkların tedavisinde ilaç kullanımına engel olabilmektedir. Modern tıbbın geldiği noktada ilaçların kullanım süreleri, yan etkilerinin azaltılması, bağımlılık durumlarının azaltılması veya ortadan kaldırılması ilaç kullanmayı kolaylaştırmıştır. Unutulmaması gereken bir konu vardır ki ruhen bizi ilgilendiren hastalıkların tedavisinde psikoterapinin etkisi tartışılamazdır. Çünkü ruhi hastalıkların tedavilerinin tamamında psikoterapötik uygulamalar ruhsal bozuklukların tedavisinde temel metotlardan birisidir. Psikoterapi ve ilaç tedavisi birbirlerinin yerine ikame edilebilecek tedavi metotları değildirler. Aksine psikoterapi ve ilaç tedavisi birbirini tamamlayıcı tedavi yöntemlerdir. Fakat unutulmamalıdır ki psikoterapi ile tedavi her zaman ilaç tedavisinin bir adım önünde yürümüştür. Çünkü netice itibarı ile vücuda alınan ilaçlar bir yerde beyindeki sinirleri etkileyerek hastalığı iyileştirmek veya beyin hücrelerinin işlevlerini yerine getirmesini engelleyerek tedavi etmektedirler. Bu nedenle psikolojik sorun yaşayan bireylerin tedavisinde psikoterapist ve hasta ilişkisi çok önemlidir. Bu nedenle birçok uzman psikolojik sorunlar yaşan ve ruhsal hastalık belirtisi gösteren kişilerin öncelikle konusunda deneyimli uzman bir psikolog ile terapi yapmasının ve psikoloğun yönlendirmesi ile tedavisine devam etmesinin uygun olduğu konusunda hem fikirdirler. Özel Adana Aile Danışma Merkezi uzman psikologları ile farmakolojik tedavi süresince sizlere danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
İlaç Kullanımı Bağımlılık Yapar Mı?
Psikiyatri’nin doğduğu ilk yıllarda ilaç seçeneklerinin kısıtlılığı nedeniyle özellikle bireyin günlük yaşamını çok derinden etkileyen şizofreni gibi psikiyatrik bozukluklarda öncelik bireyin yaşam kalitesinin ve işlevselliğinin iyileştirilmesinden çok belirtilerin yatıştırılması ve/veya belirtilerin ikincil etkilerinin ortadan kaldırılmasına verilmiştir. Geçen zaman içinde, psikiyatrik tedavi yaklaşımları bireyin yaşam kalitesine ve işlevselliğine katkı sağlayacak biçimde geliştirilmeye çalışılmıştır. Son yıllarda, psikiyatristlerin ilaç tedavisine başlarken veya tedaviyi sürdürürken bireyin yaşamının tedaviden etkilenmemesini sağlayacak biçimde düzenlenmesi çok önemli hale gelmiştir. Herhengi bir tedavide, ilacın uyku, uyuşma vb. yan etkileri olduğunda tedavinin hasta ile birlikte karar verilerek değiştirilmesi önemlidir. Psikiyatri ilaçları ile uyku süresi artan veya kendini uyuşmuş hisseden veya kilo alan bireyin uygun bir yaklaşımla tedavi edildiği söylenemez. Psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçların bazılarının bağımlılık oluşturma potansiyeli bulunmakla birlikte, tedavide bu ilaçların kullanım dozlarına ve sürelerine uyulduğunda bu ilaçlara bağımlılık riski yoktur.
Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile Psikiyatride İlaç Kullanımı süresince destek terapi ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Detaylı bilgi için bizlere iletişim numaramızdan ulaşabilirsiniz. Sabah 9 akşam 7 saatleri arasında bizlere aşağıdaki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Telefon :
0 (537) 776 6262
0 (535) 977 040