Çocuklarda Zeka Gelişimi
Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zeka olarak adlandırılmaktadır. Zekâ doğuştan gelir ve büyük ölçüde kalıtımın etkisi ile belirlenmektedir. Yapılan çalışmalar şunu göstermiştir ki, bir çocuğun zekâ potansiyeli anne babasının zekâsına benzer düzeydedir. Annenin gebelik sırasında iyi beslenmesi dahi doğduktan sonra çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesi de zeka gelişimini etkilemektedir. Çocuklarda zeka gelişimi annenin hamilelik döneminden itibaren başladığını söyleyebiliriz. Anneler sağlık durumlarına, beslenmelerine ve mental sağlığına dikkat ederek bebeklerinin gelişimlerine katkıda bulunabilirler. Bu dönemde annenin öncelikle sağlık kontrollerini düzenli bir şekilde yaptırması, vitamin ve demiri eksik etmemesi, beslenmesine özen gösterip ideal miktarda kilo alması ve düzenli bir şekilde egzersiz yapması bebeğin gelişimini önemli ölçüde etkileyen unsurlardandır. Zekâ seviyesi kadar var olan potansiyeli açığa çıkaramama veya zekâyı köreltici davranış ve tutumlar, çocuklarda zeka gelişimini olumsuz etkileyebilir. Öğrenme süreci bebeğin anne karnında başlayıp özelikle 4 yaşına kadar hızlı gelişim gösterdiği bir süreci kapsamaktadır. ilk 2-3 yaş aralığının çok iyi kullanılmasının, beyin ve zeka gelişimine olumlu yansımaları büyüktür ve bu dönem oldukça iyi değerlendirilmelidir. Çocuklarda kavramlar ve zeka gelişim yargılarının kısacası tüm zihinsel yeteneklerinin gelişim takibi konusunu büyük bir oranda J. Piaget adındaki ruhbilimcinin açıklamalarıyla inceleyebiliriz. Piaget, iki yaşından önce kavramların belirmediğini, gerçek anlamda akıl ve zeka yeteneklerinin gelişmediğini söyler. Doğumdan iki yaş sonuna kadar uzayan bu döneme Duyusal- Devinim dönemi adı verilir. Bu dönemde çocuklar duyularını kullanmaya , uyaranlara uygun tepkiler vermeye başlarlar. Böylece bir takım davranış kalıplarını geliştirirler. Duyu organlarının, elinin, kolunun amaca uygun kullanımında başarılıdır. Çocuklar bu deneyimlerini tekrarlayarak öğrenirler. Bir süre sonra, çocuk bu tecrübelere uyumlanmaya çalışır. Örneğin, 2-4 aylıkken ellerini izlemeye başlar ama bir nesneye ulaşamaz. Ancak elleri kendi görüş alanı içerisindeyse ulaşabilir. Gördüğünü eline alıp ağzına götürmekle başlayabilir. Böylece görmek, kavramak, ağzına götürüp emmek gibi karmaşık işleri başarabilir. Ancak beş aydan önce görüş alanından çıkan bir nesneyi aramaz. Örneğin renkli bir oyuncak gözünün önünde saklansa dahi gözünü dikip oraya bakmaz. Görüş alanından çıkan nesne artık onun için yoktur. Çocuk birinci yaştan sonra yeni deneyimlere girişebilecek duruma gelir. Örneğin bir değnek yardımıyla oyuncağı kendine çekmeye çalışır. İki yaş sonlarında ise çocukta kavramlar gelişmeye başlar. İşlem Öncesi Dönem dediğimiz bu aralıkta, nesneleri başka bir şeyin nesnesi gibi kullanabilir. Örneğin bir yastığa binip onu at yapabilir. Elindeki bebekle gerçekmiş gibi konuşabilir.
Kavram gelişimi bu şekilde basamak gibi artarak ilerler. Sayı, zaman, büyüklük, renk gibi kavramlar ilkeldir. Sezgi Evresi dediğimiz 4-7 yaş aralığındaki evrede görünüş önemlidir. Örneğin, iki bardağa su doldurulsa hangisinin çok olduğunu algılayabilir.
Zeka Gelişimi ve Başarı İlişkisi
Her şeyden önce, çocuklarda zeka gelişimi çocuğun yaşına uygunluk göstermelidir. Okulda olduğu gibi toplum yaşamında da zeka başarıyı büyük ölçüde etkiler. Ancak zeka, başarıyı etkileyen tek etken değildir. Bununla birlikte başka koşullar da vardır. Çocuğun duyu organlarında bir sorun olmamalıdır. Görme bozuklukları, işitme bozuklukları da öğrenmeyi etkiler. Yetenekler ancak uygun ortam ve sevgi ile beslenir. Zeka gelişimi ile birlikte çocukta incelenmesi gereken bir diğer etken de ruhsal durum olmalıdır. Çocuk öğrenmeyi engelleyen bunalımlardan, iç çatışmalardan, endişelerden uzak kalmalıdır. Aile içerisinde sürekli olan gerginlik, ayrılıklar öğrenmeyi olumsuz olarak etkiler. İçine dönük, korkak, kuruntulu çocuklar yetenekleri doğrultusunda başarı gösteremezler. Uygun koşullar olduğu takdirde zeki çocukların okulda ve toplumda başarıya ulaşma olasılığı çok yüksektir. Birçok araştırma zekâ ile başarıyı ilişkili bulmaktadır, ancak daha uzun vadede yapılan incelemelerde yüksek zekânın başarıyı her zaman getirmediği görülmektedir. Bu noktada saydığımız diğer faktörlerin asıl etkili olan olduğunu düşünebiliriz. Aile hayatı ve çocukların sosyal becerileri başarı üzerinde daha büyük bir öneme sahiptir. Diğer yandan duygusal zekâ yaşamın tüm alanındaki başarıyla daha yakından ilişkili görülmektedir.
Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile sizlere Çocuklarda Zeka Gelişimi alanında destek vermektedir. Detaylı bilgi için bizlere iletişim numaramızdan ulaşabilirsiniz.
Sabah 9 akşam 7 saatleri arasında bizlere aşağıdaki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Telefon :
0 (537) 776 6262
0 (535) 977 0407