Takıntı ya da obsesyon, akla gelen, doğru olmasa bile uzaklaştırılamayan düşünceler, kompülsiyon ise bu düşünceyi uzaklaştırmak için yapılan rutin şekillerde devam eden davranışlardır. Bu uzaklaştırılamayan takıntılı düşünceler yetişkinlerde olduğu kadar, çocuklarda da sık görülen bir durumdur. Bu olayın çocukluk döneminde genellikle sinsi başlayan bir durum olması, çocukların olayı çok iyi tanımlayamaması, ve belirtilerin çocukluk dönemi özellikleriyle karışabilir olması tanıyı zorlaştırmaktadır.
Çocukluk dönemindeki bazı alışkanlıklar ve özellikler hastalık belirtileriyle benzerlikler gösterebilir. Özellikle okul öncesi çocukların gelişimi sırasında bazı şeyler rutine bağlıdır. Örneğin, çocuğun yatmadan önce yaptığı bazı davranışlar okul öncesi dönemlerde normalken, ilerleyen yaşlarda Çocuk ve Ergenlerde Obsesif ve Kompülsif Bozukluk olarak görülebilir. Çocukluk döneminde rutinleri olmadığında hırçınlaşıp huysuzlaşabilirler. 8-9 yaş itibariyle bu düzenin değişmesi gereklidir. Oysa hastalık, belirtisi olduğunda devam eder ve olayı baştan yapma gibi belirtiler ortaya çıkar. Benzer şekilde küçük çocuklarda çizgilere basmadan yürüme bir oyun; erişkin dönemde bir kompülsiyon olabilir. Bu çocukluk ritüellerini kompulsiyonlardan ayıran en büyük özellik, ritüellerin bir çeşit sosyalleşmeyi arttırıcı, kaygıyı azaltıcı rol oynaması, kompülsiyonların kısıtlayıcı ve sıkıntı verici olmasıdır. Aileler, genellikle kompülsiyonları “tik” ile karıştırmaktadırlar. Özellikle bir yere dokunma ya da tekrarlayıcı hareketlerde bunun üzerinde dururlar. Oysa tik, kasların istemsiz kasılmasıdır. Ve birbirlerinden farklı rahatsızlıklardır.
Yetişkin bireylerin üçte birinden fazlasında, belirtiler 15 yaşından önce görülmeye başlar. 5 yaş itibariyle başlayan semptomlar görülebilir, ancak yapılan araştırmalara göre çocukluk çağında olan OKB’ nin ortalama başlangıç yaşı 7-12 aralığı olarak saptanmıştır. Çocukluk döneminde erkeklerde 1,5 kat daha fazla görülürken, ergenlik döneminde kız ve erkeklerde yaklaşık aynı oranlarda ortaya çıkmaktadır.
Tedavi Yöntemleri
Obsesif davranışlar, aslında çocuğun dış dünya ile ilişki kurmasını kolaylaştıran, kendini güvende hissetmesine yardımcı olan bir geçiş nesnesi görevini görebilir. Örneğin: Her gidilen yere taşınılan oyuncak ayı ya da bebeklik dönemine ait yastık veya battaniye çocuğun kendi dünyasına ait, tanıdık bir eşyadır ve bu tanıdıklık rahatlatıcı bir duygudur. Sürekli olarak aynı şarkıya, masala ya da oyuna gösterilen ilgi daha sonrasında bir çizgi film karakterine ya da bir hayvana yönelebilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompülsif Bozukluk patolojisinde önemli yer tutar.
Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile sizlere Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompülsif Bozukluk alanında da terapi hizmeti vermektedir. Detaylı bilgi için bizlere iletişim numaramızdan ulaşabilirsiniz. Sabah 9 akşam 7 saatleri arasında bizlere aşağıdaki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Telefon :
0 (537) 776 6262
0 (535) 977 0407