
Biriktirme Hastalığı
Biriktirme hastalığı, kişinin gereksiz ya da kullanılmayan eşyaları bir türlü atamaması ve bu eşyaları biriktirme konusunda aşırı bir takıntıya sahip olması durumudur. Bu rahatsızlık, genellikle kişinin hayatında ciddi problemlere yol açar ve yaşam alanlarının dağınık ve kullanılmaz hale gelmesine sebep olabilir. Halk arasında “istifçilik” olarak da bilinen bu durum, psikolojik bir bozukluk olup, kişinin eşyalarla duygusal bir bağ kurması ve bu bağ nedeniyle onları elden çıkaramaması ile karakterizedir. Özel Adana Aile Danışma Merkezi, bu tür durumlarda bireylerin ve ailelerin yaşam kalitesini artırmak adına destek sunar.
Biriktirme hastalığı, sadece fiziksel eşyalarla sınırlı kalmaz; bazı bireyler elektronik postalar, mesajlar, eski kıyafetler, gazeteler ya da kullanılmayan mutfak eşyalarını da biriktirebilir. Bu durum, kişinin zamanla sosyal hayatını ve aile ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Biriktirilen eşyalar evin her alanını doldurduğunda, bu durum kişinin gündelik yaşamını da oldukça zorlaştırır. Hatta bu rahatsızlık, sağlık sorunlarına ve ev kazalarına bile yol açabilir. Psikolojik destek almadan bu durumu çözmek genellikle zordur çünkü kişi, biriktirdiği eşyaların kendisi için önemli ya da gerekli olduğuna inanır.
Biriktirme hastalığı, genellikle obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi diğer psikolojik rahatsızlıklarla ilişkilidir. Ancak, her bireyde farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve farklı nedenlere dayanabilir. Çocuklukta yaşanan travmalar, kayıp korkusu ya da geçmişteki yoksulluk deneyimleri, bu hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabilir. Özel Adana Aile Danışma Merkezi, Biriktirme Hastalığı konusunda uzman psikologlarla, bireylerin bu problemlerini aşmalarına yardımcı olur. Kişinin hem psikolojik kökenli sorunlarını çözmesine hem de eşyalarla olan bağını yeniden düzenlemesine destek sağlar.
Saklama hastalığı dediğimiz şey, işe yaramayan ya da artık kullanılmayan eşyaları atmaya kıyamamak ve her şeyi biriktirme isteğiyle kendini gösteriyor. Evde bir sürü kutu, eski gazete, kırık eşya ya da yıllardır dokunulmayan şeyler varsa ve yine de “Bir gün lazım olur” diyorsan, bu durum saklama hastalığı olabilir. Saklama hastalığı genelde duygusal bir boşluğu doldurma, geçmişe tutunma ya da kontrol hissini kaybetmeme çabasıyla bağlantılı olur. Hem kişinin psikolojisini hem de yaşam alanını daraltır, ama çoğu zaman kişi bunun farkına bile varmaz.
Biriktirme Hastalığı Belirtileri
Bir kişiye kompulsif istifçilik tanısı koymak için, yararlı veya yararsız tüm eşyaları elde tutması ve atılmaması için kişide yoğun bir dürtüsel durumun var olması gerekir. Ayrıca istifçilik hastalığının birçok belirtisi vardır. Bu belirtiler şu şekilde sıralanır:
- İstifçilerde, gerekli gereksiz her şeyi istifleme isteği vardır.
- Sahip oldukları eşyaları ne olursa olsun elden çıkarmaz.
- Bu kişiler, söz konusu eşyaları birisi atmaya çalıştığında öfkelenir ve ileri düzeyde kaygı duyar.
- Birey sosyal hayatında davranış bozuklukları gösterir.
- Genellikle toplanan eşyalarda bir bağlantı ya da benzerlik olmaz.
- Düzensiz bir şekilde biriken nesneler, yaşam alanlarını kaplar ve hareket dahi edilemeyecek şekilde yığılır.
- Mutfaktan, yatak odasına kadar neredeyse tüm odalar eşya ile dolar.
İstifçilik, kişide strese yol açabilir ve diğer insanlar ile iletişiminde sıkıntılar yaşamasına neden olur. Ayrıca kişide sağlık sıkıntıları ortaya çıkar ve günlük yaşamsal fonksiyonlarını bozmaya başlar. Online terapi hizmetleri, kişide oluşan davranış bozuklarının iyileşmesinde yardımcıdır. Sosyal hayata sağlıklı bir ruh hali ile devam edilmesinin yolunu açar.
Eşya Biriktirme Hastalığı Nedenleri
İstifçilik Hastalığı, İstifleme hastalığının nedenleri genellikle duygusal nedenlere dayanmaktadır. Kişi hayatında eksikliğini hissettiği bir şeyi bu şekilde kapatma yoluna gider ve ileride kişiyi yavaş yavaş sıkıntıya sokmaya başlar. Bu durumlar ortadan kalktığında kişi iyileşme sürecine girebilir. Bu durumların ortadan kalkabilmesi için nedenlerinin belirleniyor olması gerekmektedir. Karar vermede zorlanma, mükemmeliyetçilik ve erteleme gibi bazı kişilik özelliklerinin bir araya gelmesi, bir bireyi istifçilik sendromuna yatkın hale getirebilir.
- Ağır depresyon
- Bunama
- Psikoz
- Sevgi Eksikliği
- Kariyer Sorunları
Ev hastalığı dediğimiz durum, uzun süre evde kalmaktan kaynaklanan ruh hali bozukluğu gibi düşünebilirsin. Hep aynı duvarlara bakmak, sosyal hayattan kopmak ve rutinleşmiş bir yaşam insanı zamanla bunaltıyor. Ev hastalığı yaşayan biri genelde keyifsiz, isteksiz ve enerjisi düşük olur, bazen sebepsiz yere sinirli ya da duygusal da hissedebilir. Özellikle evden çalışanlarda ya da dışarı çıkmayı pek tercih etmeyenlerde bu durum daha sık görülüyor. Ev hastalığı aslında hem bedeni hem zihni etkileyen bir durum haline geliyor ve insanın kendini tükenmiş hissetmesine sebep olabiliyor.
Eşya biriktirme hastalığı nedenleri genellikle psikolojik kökenlidir ve kişinin geçmiş deneyimlerine dayanır. Maddi sıkıntılar yaşamış, kayıplar yaşamış ya da çocuklukta eşyalarına çok değer verilmiş biri, ilerleyen yıllarda her şeyi saklama eğilimi gösterebilir. Eşya biriktirme hastalığı nedenleri arasında en yaygın olanlardan biri de obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi psikolojik rahatsızlıklardır. Kişi, eşyalarından vazgeçtiğinde kaygı hisseder ve onları atmak yerine biriktirmeye devam eder. Ayrıca, bazı insanlar için eski eşyalar anıları temsil ettiği için geçmişi bırakmakta zorlanırlar. Eşya biriktirme hastalığı nedenleri kişiden kişiye değişse de, genellikle duygusal bağ, kaybetme korkusu ve kontrol ihtiyacı ile bağlantılıdır.
Eşya toplama hastalığı dediğimiz durum, işe yaramasa bile bir şeyleri atamama, biriktirme ve sürekli yeni şeyler alma isteğiyle kendini belli eder. Evde kullanılmayan ne varsa tutulur, “Lazım olur” diye her şey saklanır. Eşya toplama hastalığı olan kişiler genelde duygusal boşluklarını eşyalarla doldurmaya çalışır ve bu durum zamanla hem evin düzenini hem de psikolojiyi bozmaya başlar. Yakınları “Artık şunları at” dese de kolay kolay ikna olmazlar. Eşya toplama hastalığı bazen farkında olmadan başlar ama ilerledikçe kişinin hayatını ciddi anlamda etkiler hale gelir.
Eşyaları atamama hastalığı dediğimiz şey, aslında bir nevi duygusal bağ kurma hali gibi düşünebilirsin. Kullanılmayan, kırık dökük ya da artık işe yaramayan şeyleri bile “Belki lazım olur” diye saklamak bu durumun en belirgin göstergesi. Eşyaları atamama hastalığı olan kişiler genelde geçmişle bağlarını koparmakta zorlanır ve o eşyalar üzerinden bir güven duygusu geliştirir. Ev zamanla depoya döner ama yine de hiçbir şey elden çıkmaz. Eşyaları atamama hastalığı bazen farkında olmadan başlar, bazen de yaşanmışlıkların bir yansıması olarak kendini gösterir ve kişinin hem psikolojisini hem de yaşam alanını etkiler.
Tedavisi
İstifçiliği tedavi etmek zordur. Bunun nedeni kişinin bu durumu temelde bir sorun olarak görmemesidir. Sorun olarak görse bile durumundan rahatsız olduğu için yardım istemek konusunda da çekingen davranabilmektedir. Yapılmaması gereken ilk şey şu bir istifçinin eşyalarını çöpe atmaktadır. Bu durum kişinin aşırı bir öfkeye kapılıp ağır bir umutsuzluğa sürüklenmesine neden olacaktır. Uzmanlar istifçilik tedavi sürecinin hızlı değil adım adım yaşaması gerektiğini vurguluyor. Araştırmacılar her ne kadar biriktirme bağımlılığını daha çok ileri yaşlardaki kişilerde gözlemlese de, belirtilerin daha küçük yaşlarda ortaya çıkabildiğini de söylüyorlar.
İstifçiliğin tedavisi henüz bulunamadı. Ancak en umut verici tedavi, bu konuda uzmanlaşmış bilişsel-davranışçı terapi (BDT). Geniş anlamda BDT’nin amacı, insanların davranışlarını değiştirmek ve daha iyi hissetmelerini sağlamak için, düşünme biçimlerini değiştirmektir. Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile Biriktirme Hastalığı tedavisini BDT ekolüne bağlı olarak sürdürmektedir.
Bu sorunu görmezden gelmenin sağlık açısından tehlikeleri, fiziksel olanlar başta olmak üzere, aslında göründüğünden çok daha fazla ve ciddi.
Her Şeyi Biriktirme Hastalığı
Her şeyi biriktirme hastalığı, kişinin gereksiz ve değersiz nesneleri sürekli olarak biriktirme eğiliminde olduğu, bu durumun yaşamını olumsuz etkilediği bir zihinsel sağlık bozukluğudur. Bu bozukluk, ayrıca “biriktirme bozukluğu” veya “hoarding bozukluğu” olarak da bilinir.
Her şeyi biriktirme hastalığı olan kişiler, nesnelerin atılması veya yok edilmesi konusunda aşırı endişe duyarlar. Bu nedenle, evleri zamanla çöplerle ve gereksiz eşyalarla dolabilir, yaşam alanlarını kullanılamaz hale getirebilirler. Bunun sonucunda, sosyal izolasyon, sağlık sorunları, mali sıkıntılar ve diğer önemli sorunlarla karşılaşabilirler.
Bu bozukluğun altında yatan bazı nedenler arasında genetik faktörler, yaşam deneyimleri, stres ve kişilik özellikleri yer alabilir. Tedavi genellikle bir kombinasyon terapilerden oluşur. Buna kognitif-davranışçı terapi (CBT), ilaç tedavisi ve destek grupları dahildir. Tedaviye yanıt, bireyden bireye değişebilir ancak erken müdahale ve uygun destekle çoğu kişi iyileşme gösterebilir.
Her şeyi biriktirme hastalığı olan biriyseniz veya bir yakınınız böyle bir sorunla karşı karşıyaysa, profesyonel bir yardım almak önemlidir. Bu bozukluğun üstesinden gelmek mümkündür ve uzmanlar size uygun tedavi seçeneklerini sunabilirler.
Eşya atamama hastalığı neden olur? Bu durum genellikle duygusal bağ kurma, geçmişe takılı kalma veya kaybetme korkusundan kaynaklanır. Bazı insanlar, bir gün lazım olur düşüncesiyle her şeyi saklar ve bir süre sonra bu bir alışkanlığa dönüşür. Eşya atamama hastalığı neden olur sorusunun cevapları arasında travmalar, çocuklukta yaşanan maddi sıkıntılar veya psikolojik rahatsızlıklar da yer alır. Özellikle obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi durumlar, bu hastalığın altında yatan sebeplerden biri olabilir. Kişi, eşyalarından vazgeçtiğinde huzursuzluk hisseder ve bu yüzden onları biriktirmeye devam eder. Eşya atamama hastalığı neden olur sorusuna net bir cevap vermek için, kişinin psikolojik geçmişini ve alışkanlıklarını detaylıca incelemek gerekir.
Stoklama hastalığı aslında takıntılı bir şekilde eşya biriktirme durumudur ve kişinin hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir. Stoklama hastalığı olan biri, işe yaramayan ya da artık kullanmadığı eşyaları atmakta zorlanır, hatta onlara duygusal bir bağ bile kurabilir. Evde gereksiz eşya yığınları oluşur ve bu durum hem fiziksel alanı hem de psikolojik durumu zorlayabilir. Stoklama hastalığı genellikle fark edilmesi zor bir süreçtir ama günlük yaşamı aksatmaya başladığında mutlaka destek alınması gereken bir konu haline gelir.
Çöpten eşya toplama hastalığı genelde “istifleme bozukluğu” olarak bilinir ve kişinin atılması gereken ya da değersiz görülen eşyaları biriktirmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, hem psikolojik bir ihtiyaç hem de kontrol edilemeyen bir alışkanlık haline gelebilir. Çöpten eşya toplama hastalığı olan kişiler, başkaları için gereksiz görünen şeyleri bırakmakta zorlanır ve onlara duygusal bir anlam yükler. Günlük hayatta çevreden eski eşyaları toplamak, evde yığmak ya da “lazım olur” diye saklamak bu hastalığın en belirgin davranışlarıdır. Kısacası, çöpten eşya toplama hastalığı kişinin yaşam alanını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyen ciddi bir problemdir.
Kıyafet Biriktirme Hastalığı
Kıyafet Biriktirme Hastalığı genellikle aşırı alışveriş yapma ve gereksiz kıyafetleri saklama dürtüsüyle kendini gösterir. Bu durum, bir tür kompulsif davranış olarak tanımlanabilir ve kişinin kıyafetleri biriktirerek kontrolsüz bir şekilde saklamasına yol açar. Kişi, dolabını tıka basa doldursa da aslında kıyafetleri kullanmaktan ziyade onları sadece biriktirir. Bu davranış, kişiyi bazen evinde yığılan kıyafetlerle boğabilir ve yaşam alanını daraltabilir. Biriktirilen kıyafetler, genellikle kullanılmaz ya da uzun süre giymediği halde saklanmaya devam eder.
Kıyafet Biriktirme Hastalığı birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Kimi insanlar, kıyafetleri bir tür güvence ya da değerli bir şey olarak görüp, onlardan ayrılmayı zor bulurlar. Diğer yandan, alışveriş yapmak, bazı kişiler için stresle baş etmenin ya da boşluğu doldurmanın bir yolu olabilir. Ancak bu, zamanla kişinin yaşam alanını karmaşıklaştırır ve daha da fazla kıyafet biriktirmeye neden olabilir. Kişi, her yeni kıyafet aldıkça eski kıyafetleri bir kenara koyar ve bu döngü devam eder.
Kıyafet Biriktirme Hastalığıyla başa çıkmak için, kişinin alışveriş alışkanlıklarını gözden geçirmesi ve duygusal yönlerini anlaması önemlidir. Psikolojik destek almak, bu tür kompulsif davranışları yönetmek için faydalı olabilir. Kişi, önce kendi ihtiyaçlarını belirlemeli ve gereksiz kıyafetlerden kurtulmaya başlamalıdır. Evdeki düzeni sağlamak, sadece fiziksel alanı değil, zihinsel rahatlık da sağlar. Gereksiz kıyafetleri ayıklamak ve sadece gerçekten ihtiyaç duyulanları saklamak, bu davranışı kontrol altına almak için etkili bir adım olabilir.
Kıyafet alma hastalığı dediğimiz şey aslında durmadan alışveriş yapma, özellikle de kıyafet alma dürtüsüne karşı koyamama durumudur. Bu kişiler çoğu zaman gerçekten ihtiyaçları olmadığı halde alışveriş yapar, dolapları dolup taşsa bile yeni bir şey görünce dayanamazlar. Kıyafet alma hastalığı genellikle duygusal boşlukları doldurma, stresle başa çıkma ya da anlık mutluluk ihtiyacıyla tetiklenir. Alışveriş yaptıktan sonra kısa süreli bir rahatlama hissi yaşansa da, sonrasında suçluluk, pişmanlık ya da maddi sıkıntılar devreye girebilir. Kıyafet alma hastalığı zamanla kontrol edilmediğinde ciddi bir bağımlılığa dönüşebilir ve hem psikolojik hem de ekonomik açıdan kişiyi zor durumda bırakabilir.
Biriktirme Hastalığı Neden Olur?
Biriktirme hastalığı neden olur sorusu, genellikle psikolojik faktörlere dayanır. Bu hastalık, kişinin aşırı derecede eşyalarını biriktirmesi ve onlardan ayrılmakta zorlanması ile karakterizedir. Biriktirme hastalığının başlıca sebeplerinden biri, bireylerin geçmişte yaşadıkları duygusal travmalar veya güvensizlik duyguları olabilir. Bu insanlar, eşyalarını bir tür güven kaynağı olarak görüp, onları kaybetmekten korkar. Ayrıca, bazen bireyler, biriktirdikleri eşyaları gelecekte faydalı olacakları düşüncesiyle saklarlar, ancak bu düşünce zamanla aşırıya kaçabilir.
Biriktirme hastalığı, aynı zamanda depresyon, anksiyete veya obsesif kompulsif bozukluk (OKB) gibi psikolojik rahatsızlıklarla bağlantılı olabilir. Biriktirme hastalığı neden olur sorusunu yanıtlamak için, kişinin duygusal durumunu göz önünde bulundurmak önemlidir. Depresyonu olan bir kişi, hayatında yaşadığı boşluk veya umutsuzluk hissini eşyalarla doldurmayı deneyebilir. Böylece, eşyalar onlara bir tür rahatlama sağlar ve bu durum, biriktirme alışkanlığına dönüşebilir. Kişi, eşyaları atmakta zorlanır çünkü her biri ona geçmişte yaşadığı bir anıyı veya duyguyu hatırlatıyordur.
Son olarak, biriktirme hastalığı neden olur konusunda bir başka etken de, kişilik bozuklukları ve aile dinamikleridir. Çocukluk döneminde, eşyaların değeri üzerine yanlış mesajlar alınmış olabilir. Örneğin, ailede çok değerli eşyaların biriktirilmesi teşvik edildiyse, bu davranış çocuklukta normalleşebilir ve zamanla hastalığa dönüşebilir. Ayrıca, aile içinde dağınıklık veya kontrolsüzlük hissi yaşayan bireyler, bu durumla başa çıkabilmek için eşyalarını biriktirerek kendilerini güvence altına almak isteyebilirler.
Eski eşyaları atamama hastalığı aslında sadece dağınıklık ya da alışkanlık değil, psikolojik bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Kimi insanlar için bir kalem, kırık bir tabak ya da yıllardır giyilmeyen bir tişört bile anlam taşıyor ve bu eşyaları bırakmak büyük bir stres yaratıyor. “Eski eşyaları atamama hastalığı nedir?” diye soranlara, bu durumun genellikle geçmişe bağlılık, duygusal boşluk ya da kaybetme korkusuyla ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Zamanla evde fazlalıklar artıyor, yaşam alanı daralıyor ama yine de o eşyalarla bağ kopmuyor. Eski eşyaları atamama hastalığı olan kişiler için profesyonel destek almak bu süreci daha kolay hale getirebiliyor.
Eskileri atamama hastalığı diye bilinen durum, aslında duygusal bağlarla iç içe geçmiş bir alışkanlık haline geliyor. İnsan bazen bir tişörtü, bozulmuş bir saati ya da yıllardır kullanılmayan eşyaları bile “belki lazım olur” diye saklayabiliyor. Ama iş kontrolden çıkınca ev yavaş yavaş depo gibi olmaya başlıyor. “Eskileri atamama hastalığı neden olur?” dersen, genelde geçmişe tutunma, kaybetme korkusu ya da duygusal boşluklar bu durumu tetikliyor. Özellikle yaşanmışlık barındıran her eşyaya anlam yüklenince, “eskileri atamama hastalığı” dediğimiz şey günlük hayatı bile zorlaştırabiliyor.
Alışveriş Hastalığının Nedenleri
Alışveriş hastalığının nedenleri, modern yaşamın getirdiği birçok faktörle ilişkilendirilebilir. Günümüzde tüketim odaklı bir yaşam tarzı, bireyleri sürekli daha fazlasını almaya yönlendirebiliyor. Özellikle sosyal medyanın etkisiyle insanlar, lüks ürünlere ve “mükemmel” hayat standartlarına özendiriliyor. Bu durum, bireylerin kendi hayatlarından memnuniyetsizlik hissetmesine ve eksikliklerini alışverişle kapatma ihtiyacı duymasına yol açabiliyor. Ayrıca, kampanyalar, indirimler ve sürekli yenilenen ürünler, bireylerde alışverişe karşı bir bağımlılık hissi yaratabiliyor.
Alışveriş hastalığının nedenleri, psikolojik faktörlerle de derinden bağlantılıdır. Stres, yalnızlık, düşük özgüven gibi duygusal durumlar, alışverişi bir kaçış noktası haline getirebilir. Alışveriş yapma anında yaşanan heyecan ve mutluluk hissi, birçok kişi için geçici bir rahatlama sağlar. Ancak bu hisler kısa süreli olduğu için tekrar tekrar alışveriş yapma ihtiyacı doğar. Bu döngü, kişinin kendini daha da kötü hissetmesine ve kontrolsüz bir harcama alışkanlığı geliştirmesine neden olabilir.
Alışveriş hastalığının nedenleri, kültürel ve toplumsal etkenlerle de şekillenebilir. Çevrenin tüketim odaklı olması, bireylerin kendi ekonomik durumlarına uygun olmayan bir yaşam tarzı benimsemesine sebep olabilir. Aynı zamanda, çevreden gelen onay alma isteği ya da belirli bir statüye ulaşma arzusu, kişilerin gereksiz alışverişlere yönelmesine yol açabilir. Özellikle popüler markaların ve yeni çıkan ürünlerin sürekli ön planda tutulduğu bir dünyada, bireyler kendilerini bu trende uyum sağlamak zorunda hissedebilir.
İstifçilik için Öneriler
İstifçilik, kişilerin sosyal yaşantısını olumsuz etkiler. Genelde bu kişiler yalnız yaşar ve evlenmezler. İstifçiliği önlemek adına uygulanabilecek bazı yöntemler şunlardır:
- İstifçilikten kurtulmak için öncelikle bulunduğunuz ortamı temizleyin. Bu konuda temizlik uzmanlarına başvurabilirsiniz.
- Anıların, fiziksel nesnelerde olduğunu düşünmekten vazgeçin. Sevdiklerinizden kalan eşyaları atmak, onları unuttuğunuz anlamına gelmez.
- Eski dergi ve gazetelerden kurtulun. Zaten okuduğunuz ürünleri tekrar okumazsınız.
- Tarihi geçmiş ürünlerden uzak durun.
- Eski makbuzları, faturaları ve diğer belgeleri taratın ve dijital ortamda saklayın.
- Kullanmadığınız eşyaları paraya çevirmeye çalışın ya da hayır kurumlarına bağışlayın.
Özel Adana Aile Danışma Merkezi bünyesindeki uzman psikologları ile sizlere Biriktirme Hastalığı alanında da terapi hizmeti vermektedir. Detaylı bilgi için bizlere iletişim numaramızdan ulaşabilirsiniz.
Sabah 9 akşam 7 saatleri arasında bizlere aşağıdaki telefonlardan ulaşabilirsiniz.
Telefon :
0 (537) 776 6262
0 (535) 977 0407