“Ben Neden Sevilmiyorum?” Diye Soranlardan Mısın?
“Ben neden sevilmiyorum?” diye soranlardan mısın? Bu soru kulağa ağır gelse de, insanın kendisiyle dürüst bir şekilde yüzleştiği anlardan biridir. Eğer sen de sık sık kendi kendine “Ben neden sevilmiyorum?” diye soranlardan mısın? diyorsan, bil ki yalnız değilsin. Bu duygu, hayatın bir döneminde pek çok insanın içine düştüğü, düşündüğü ve hatta sessizce acısını çektiği bir süreçtir. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak bize gelen danışanlarda da bu duygunun temelinde çoğu zaman geçmiş travmalar, düşük özsaygı ve iletişim kazaları yatıyor. Bir şeylerin yanlış olduğunu hissetmek kötü hissettirse de, aslında değişim için en önemli ilk adım bu farkındalık oluyor.
“Ben neden sevilmiyorum?” diye soranlardan mısın? sorusunu kendine sormak bazen çevrenin verdiği yanlış sinyallerden de kaynaklanabiliyor. Özellikle sosyal medya gibi alanlarda herkesin çok mutlu ve sevgi dolu hayatlar yaşıyor gibi görünmesi, kişiyi kendi gerçekliğiyle karşılaştırmasına sebep olabiliyor. Bu karşılaştırmalar da zamanla, “Ben eksik miyim?”, “Ben yetersiz miyim?” gibi daha ağır soruları beraberinde getiriyor. Halbuki sevgi, dışarıdan onayla değil, önce içeriden gelen bir kabul ve değer hissiyle başlıyor. Burada teorik öğrenim devreye giriyor çünkü psikoloji bilimi, öz-sevginin ve öz-değerin öğrenilebilir bir süreç olduğunu söylüyor. Yani doğuştan sahip olmadıysan bile, doğru destekle ve farkındalıkla geliştirilebilir.
Bir de şunu unutmamak lazım, “Ben neden sevilmiyorum?” diye soranlardan mısın? diye düşündüğünde belki de ilişkilerine, iletişim şekline bir göz atman gerekebilir. Belki de yanlış insanlara, yanlış şekilde yaklaşmış olabilirsin. Bazen kendi duygularımızı ifade etmekte zorluk çekmek, karşımızdaki kişilerle gerçek ve derin bağlar kuramamamıza neden olabiliyor. Ozeladanaailedanismamerkezi.com ekibi olarak terapi süreçlerinde en çok çalıştığımız konulardan biri de kişinin kendini doğru ifade edebilmesi ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi oluyor. Kendini sevilmiyor hissettiğin anlarda bir uzmana danışmak, içinden çıkamadığın döngüleri fark edip, yeniden sağlıklı bağlar kurmana yardımcı olabilir. Bu soruyu sormak bir zayıflık değil, tam aksine değişim isteğinin güçlü bir işareti.
Sevilme İhtiyacı ve Öz Sevgi
Sevilme ihtiyacı ve öz sevgi konusu, insanoğlunun en temel duygusal ihtiyaçlarından biri etrafında şekilleniyor. Hepimiz hayatımızın bir noktasında başkaları tarafından sevilmek, onaylanmak ve kabul edilmek isteriz. Çünkü sevilme ihtiyacı ve öz sevgi, hem sosyal ilişkilerimizi hem de kendimize olan bakış açımızı derinden etkileyen iki önemli kavramdır. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak danışanlarımızla yaptığımız çalışmalarda da görüyoruz ki, sevilme ihtiyacı çok yoğun olduğunda ve bu ihtiyaç dış kaynaklara bağlı yaşandığında, kişi zamanla kendi öz değerini unutabiliyor. İşte burada öz sevginin önemi devreye giriyor.
Sevilme ihtiyacı ve öz sevgi arasında çok hassas bir denge var. Sevilmeye ihtiyaç duymak tamamen normaldir; ama tüm değerimizi başkalarının sevgisine bağladığımızda, hayat kalitemiz ciddi anlamda düşebiliyor. Eğer kişi kendi iç dünyasında kendine değer veremiyorsa, sürekli dışardan onay bekler hale geliyor. Bu da bağımlı ilişkiler, sürekli kaybetme korkusu, reddedilme kaygısı gibi sıkıntılar doğurabiliyor. Teorik öğrenimde psikoloji bilimi bize gösteriyor ki, sağlıklı bir bireyin önce kendi öz sevgisini inşa etmesi gerekiyor. ozeladanaailedanismamerkezi.com ekibi olarak da terapi süreçlerinde en önce kişinin kendiyle kurduğu ilişkiye odaklanıyoruz, çünkü sağlam temeller olmadan dış dünyayla sağlıklı ilişkiler kurmak çok zor oluyor.
Bir başka açıdan bakarsak, sevilme ihtiyacı ve öz sevgi bazen birbirine karışabiliyor. Yani bir kişi kendini sevmeyi, sadece başkalarının sevgisini kazandığında mümkün sanabiliyor. Halbuki gerçek öz sevgi, başkalarından gelen sevgiye ya da onaya ihtiyaç duymadan da ayakta durabilmeyi içeriyor. Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, hatalarımızla ve eksiklerimizle birlikte kendimize şefkatle yaklaşmak, öz sevginin en önemli yapı taşlarından biri. Eğer bu konuda zorlanıyorsan, bir uzmana danışmak, kendi iç dünyanda daha sağlam bir yapı oluşturmanı sağlayabilir. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak, danışanlarımızın içsel sevgilerini keşfetmelerine ve güçlendirmelerine destek oluyoruz çünkü biliyoruz ki, gerçek mutluluk önce insanın kendi içinde başlıyor.
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
Kendini gerçekleştiren kehanet dediğimiz kavram, aslında insanın kendi düşüncelerinin ve beklentilerinin, zamanla gerçek hayattaki davranışlarını ve sonuçlarını nasıl etkilediğini anlatıyor. Yani bir şeyi çok sık düşünüp ona inanırsan, farkında olmadan ona göre davranmaya başlıyorsun ve sonunda da düşündüğün şey gerçekleşiyor. Kendini gerçekleştiren kehanet tam da böyle işliyor. Ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak danışanlarımızla çalışırken bu mekanizmanın özellikle olumsuz düşünce kalıplarında ne kadar etkili olduğunu sıkça görüyoruz. Mesela “Ben başarısız olacağım” diye düşünen biri, stres ve endişe nedeniyle gerçekten düşük performans sergileyebiliyor.
Kendini gerçekleştiren kehanet teorik olarak da sosyal psikolojide önemli bir yere sahip. İlk kez 1948 yılında sosyolog Robert K. Merton tarafından tanımlanmış. Temel mantığı şu: bir durumu gerçekmiş gibi algılarsan, o duruma uygun şekilde davranırsın ve bu da sonuçta o durumu gerçekten yaratır. Ozeladanaailedanismamerkezi.com ekibinde de danışanlara sıklıkla şu soruyu soruyoruz: “Düşündüğün şeyler mi gerçek, yoksa onları düşündüğün için mi gerçek oluyor?” Çünkü insan zihni inandığı şeyleri destekleyecek kanıtlar aramaya yatkın çalışıyor. Bu yüzden olumsuz beklentilerle yaşamak, hayatın birçok alanında kendini sınırlamaya sebep olabiliyor.
Özellikle kişisel gelişim ve psikoterapi süreçlerinde kendini gerçekleştiren kehanet fark edildiğinde, bu mekanizma olumlu yönde kullanılmaya başlanabiliyor. Yani kişi “Ben güçlü biriyim”, “Başarılı olacağım” gibi olumlu inançlar geliştirdiğinde, bu kez davranışlar da buna uygun hale geliyor ve sonuçta olumlu başarılar doğuyor. Kısaca, kendi hayat hikâyeni nasıl yazmak istediğin çok önemli. Eğer sürekli olumsuz düşünceler içinde kayboluyorsan, bir uzmana danışmak bu döngüyü fark etmeni ve değiştirmeyi öğrenmeni sağlayabilir. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak, danışanlarımızın düşüncelerinin hayatlarını nasıl şekillendirdiğini anlamalarına ve bu gücü olumlu şekilde kullanmalarına yardımcı oluyoruz.
Gerçekten İstediğiniz Başkalarının Onayı Mı?
Gerçekten istediğiniz başkalarının onayı mı? Bu soru, iç dünyamızda sık sık sessizce sorduğumuz ama cevabını net bir şekilde veremediğimiz bir sorgulama aslında. Pek çok kişi bir şeyler yaparken ya da kararlar alırken, gerçekten neyi istediğini değil, başkalarının ne düşüneceğini ya da ne onaylayacağını düşünüyor. Gerçekten istediğiniz başkalarının onayı mı? diye kendine sorduğunda, belki de yaptığın birçok şeyin kökeninde bu onay ihtiyacının olduğunu fark edeceksin. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak danışanlarımızla bu tarz konulara geldiğimizde, ilk adım her zaman bireyin kendi gerçek isteklerini keşfetmesi oluyor.
Gerçekten istediğiniz başkalarının onayı mı? sorusu teorik öğrenim açısından da çok önemli. Psikoloji bilimi, özellikle çocukluk döneminde şekillenen onay ihtiyacının, yetişkinlikte hayatın pek çok alanında etkili olduğunu söylüyor. Çocukken ebeveynlerin ya da öğretmenlerin onayını almak için şekillenen davranışlar, ilerleyen yaşlarda da patronlardan, arkadaşlardan, eşlerden onay beklemeye dönüşebiliyor. Böyle olunca da kişi kendi hayatının öznesi olmaktan çıkıp, başkalarının beklentileri doğrultusunda yaşamaya başlayabiliyor. ozeladanaailedanismamerkezi.com ekibinde biz, kişinin kendi iç sesiyle baş başa kalmasını sağlamak için çeşitli teknikler ve terapiler uyguluyoruz. Çünkü insanın özgürleşmesi, önce kendi gerçeğini bulmasıyla mümkün oluyor.
Eğer bir an durup düşündüğünde, gerçekten istediğiniz başkalarının onayı mı? diye kendine sorduğunda için burkuluyorsa, bu duygu çok değerli. Çünkü bu farkındalık değişimin başlangıç noktasıdır. Kendini sürekli başkalarının beklentilerine göre şekillendirmek, uzun vadede tükenmişlik hissine ve kimlik kaybına yol açabiliyor. Eğer bu duygular sende de varsa, bir uzmana danışmak sana kendin için yaşamayı öğrenme fırsatı verebilir. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak, danışanlarımızın kendi değerlerini ve hedeflerini keşfetmelerine eşlik ediyor, onları sadece başkalarının değil, kendi içlerindeki sesin rehberliğinde bir hayat kurmaları için destekliyoruz.
Ben Neden Sevilmiyorum Duygusunun Üstesinden Nasıl Geliriz?
Ben neden sevilmiyorum duygusunun üstesinden nasıl geliriz? sorusu, insanın kendi içinde yaşadığı en ağır sorgulamalardan biri olabilir. Çünkü bu duygu sadece bir anlık bir his değil, zamanla birikmiş, belki yıllardır farkına varılmamış eksikliklerin ve kırgınlıkların bir dışavurumudur. Ben neden sevilmiyorum duygusunun üstesinden nasıl geliriz? diye düşündüğümüzde, ilk adım her zaman bu duygunun nereden geldiğini anlamakla başlıyor. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak danışanlarımızla yaptığımız çalışmalarda da görüyoruz ki, bu his genellikle çocukluk döneminde yaşanan reddedilme, ihmal edilme veya değersiz hissetme deneyimlerinden kökleniyor.
Ben neden sevilmiyorum duygusunun üstesinden nasıl geliriz? diye soruyorsan, bilmen gereken en önemli şey şu: Bu duygu geçici olabilir. Yani şu anda böyle hissediyor olman, sonsuza kadar böyle hissedeceğin anlamına gelmiyor. Teorik öğrenim açısından bakıldığında, insan zihni ve duygusal yapısı değişime oldukça açık. Özellikle bireysel terapi süreçlerinde, kişinin kendi özdeğerini yeniden inşa etmesi mümkün olabiliyor. ozeladanaailedanismamerkezi.com uzmanları olarak, önce kişinin kendi kendine nasıl konuştuğunu fark etmesine yardımcı oluyoruz. Çünkü sürekli kendini eleştiren, küçümseyen bir iç sesin varsa, dışardan ne kadar sevgi gelse de onu göremeyebiliyorsun.
Tabii ki ben neden sevilmiyorum duygusunun üstesinden nasıl geliriz? sorusunun cevabı sadece bireysel çabayla sınırlı değil. Bazen destek almak, bir uzmana danışmak, yaşadığın duyguların altındaki gerçek sebepleri görmene ve onları sağlıklı bir şekilde çözümlemeni sağlamana yardımcı olabilir. Kendine daha şefkatli yaklaşmayı öğrenmek, küçük adımlarla kendi değerini hissetmeye başlamak bu süreçte çok önemli. ozeladanaailedanismamerkezi.com olarak biz, her bireyin sevilmeye değer olduğunu ve sevgiye layık hissetmenin öğrenilebilir bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu yüzden sen de bu duygunun altında ezilmek yerine, adım adım kendi içindeki değeri keşfetmeyi seçebilirsin.
