Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Anksiyete bozukluğu olarak da bilinen kaygı, psikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük hayatımızda zaman zaman kaygı duymamız normaldir. Çünkü zaman içinde başımıza gelen olaylardan endişe duyabiliriz veya gelecekle ilgili maddi ve manevi kaygılarımız olabilir. Günlük hayatta kaygı normal olsa da dozu aşılırsa tıbbi bir hastalık olduğu söylenebilir. Anksiyete bozukluğu olan kişiler, panik atak olarak da ortaya çıkabilen, günlük yaşamda karşılaştıkları durumlar hakkında sürekli yoğun endişe ve korku yaşarlar. Bu aşırı endişe, endişe ve panik durumu, günlük aktivitelerin takibini engeller. Hava durumunu kontrol etmek, yönetmek ve tahmin etmek zordur.
Bu hastalığın belirtileri çocukluk ve ergenlik döneminde başlayabilir ve yetişkinliğe kadar devam edebilir. Yetişkinlikten sonra azalma eğilimindedir. Kişisel kaygı bozukluğu; ayrıca sosyal kaygı bozukluğu, ayrılık kaygısı, özgül fobiler ve yaygın kaygı gibi bölümler de bulunmaktadır.
Yaygın Anksiyete Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Tedavi edilmeyen yaygın anksiyete yaşam kalitesini bozar. Kişinin ruh hali depresif ve depresif olma yönünde değişir ve devam ederse depresyon oluşur. Sürekli ıstırap, konsantre olamama, rahatsız uyku ve yorgunluk, iş ve sosyal hayatı etkiler. Uzun vadeli etkiler, hipertansiyon, taşikardi ve sindirim bozuklukları gibi stresle ilişkili fiziksel semptomları içerebilir.
Anksiyete İçin Tanı Yöntemi Nedir?
Semptomlarınız olduğundan eminseniz, doktorunuz fizik muayene yapacak ve ardından tıbbi geçmişinizi tamamlayacaktır. Onu tetikleyebilecek belirli sağlık durumlarını dışlamak için bazı testlerin yapılmasını gerektirebilir. Bir anksiyete bozukluğunu spesifik olarak teşhis edebilecek bir laboratuvar testi yoktur, bu nedenle testler, tıbbi öykü ve adımların tümü bozukluğun teşhisinde önemlidir.
Anksiyete İlaçsız Tedavi Edilebilir Mi?
Hafif düzeyde anksiyete psikolog online randevu ile ilaçsız tedavi edilebilir. Bununla birlikte, belirli bir şiddet derecesinden itibaren, tutarlı ilaç yoksunluğu yaşam kalitesini bozar. Şiddetli kaygı, psikoterapi seanslarında sabırsızlığa ve huzursuzluğa da neden olur. Psikoterapi ve ilaç tedavisinin bir kombinasyonu, uzun vadede ilaç dozunu azaltabilir ve kesebilir. Bununla birlikte, çok külfetli erken aşamalarda, bu psikoterapiyi analitik yerine destekleyici bir şekilde yapmak daha olumludur.
Anksiyete Bozukluklarının Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Anksiyete bozukluklarının tedavisi bir aydan bir buçuk aya kadar sürer. Sonradan bakım, destek ve gerekirse daha fazla psikanaliz açısından, 6 ay boyunca devam etmek mantıklıdır. Ay sonunda etkinliği belirlenen antidepresanlar en sık 1 yıl olmak üzere en az 6 ay kullanılmalıdır. Bu tedavi, semptomların kısa vadede tekrar etmesini önlemeyi amaçlar. Ancak diğer tıbbi durumlarda olduğu gibi dirençli ve karmaşık süreçler de ortaya çıkabilir. Buna hastalık ve agorafobi gibi diğer yetersizliklerin eklenmesi dahildir. Belirli bir ilacın dozunu uygun doza yükseltip bir veya bir buçuk ay bekledikten sonra yanıt alınmazsa ilaç değişikliği kaçınılmazdır.
Davranışsal Psikoterapi
İlaç tedavisine ek olarak, fobiler sistematik duyarsızlaştırma adı verilen davranışsal psikoterapi ile tedavi edilir. Bu yaklaşım, kişinin yavaş yavaş korku nesnesine veya durumuna benzeyen durumlarla karşılaşmasını sağlar. Bu çalışma bir terapistin rehberliğinde bir programa göre yapılır. Başlangıçta yüksek düzeyde kaygı uyandıran karşılaşmalar, kademeli bir duyarsızlaştırma görevi yapıldığında zamanla azaldı ve azaldı. Bazı durumlarda, göz hareketi duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) bir psikoterapi biçimi olarak kullanılabilir.
İlaç ve Psikoterapi
Anksiyete bozuklukları, diğer ruhsal bozukluklar gibi ilaç ve psikoterapi ile tedavi edilir. Psikoterapinin, özellikle erken evrelerde şiddetli anksiyete veya tekrarlayan panik atakları tek başına önleyemeyeceği veya azaltamayacağı kabul edilmelidir. O zamanlar ilaç tedavisi oldukça etkilidir ve tedavinin ön saflarında yer alıyordu. Ancak hastayı sakinleştirmek için baştan itibaren destekleyici psikoterapiye ihtiyaç vardır. Anksiyete önleyici ilaçlar, etkilerinin hızlı bir şekilde ortaya çıkması (30 dakika içinde), ancak tüm günü kapsamayan bir sürede kaybolması ile karakterize edilir.
Bu ikinci grup ilaçların dezavantajı, uzun süreli kullanımın (birkaç aydan fazla) toleransa (etkinlik kaybına) ve bağımlılık yapıcı tüketime yol açabilmesidir. Bu nedenle, uzun süreli tedavi olarak antidepresanların yerini alamaz. Psikoterapi, tedavinin ilk aşamalarında daha destekleyicidir, ancak kişinin hayatı ve iç dünyası hakkında bir diyalog kurmayı ve kişi daha iyi durumda olduğunda değerlendirmeye daha derinlemesine bir yaklaşımı içerir. Buna istinaden psikolog online seans ücretleri ile sizler de tedavi olabilirsiniz.